Sosyal medya bizi hipnotize ediyor

Sosyal Medya Bağımlılığı, Hipnotik Bir Durum Yaratıyor

Günümüz insanı akıllı telefonlarının ve sosyal medyanın hipnotizan etkisi altında! Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Derya Uludüz, akıllı telefon kullanımının bilinçaltımızı nasıl etkilediğine dair önemli uyarılarda bulunuyor.

İNSANA ‘AÇLIĞI’ BİLE UNUTTURUYOR

Hipnoz, zihnin dış dünyadan uzaklaşıp iç dünyaya odaklanması anlamına gelir. Sosyal medya da aynı etkiyi yaratıyor. Telefonlar elimizdeyken zaman nasıl geçtiğini fark etmiyoruz. Açlığımızı dahi unutabiliyoruz. Bu durum aslında beynin hipnotik bir duruma girmesiyle açıklanabilir.

BAĞIMLILIĞIN NEDENİ

Sosyal medyanın bağımlılık yapıcı etkisi, beynimizdeki ödül sistemi olan dopamin üzerine kuruludur. Her beğeni ve bildirim, beyinde küçük ödül dalgaları oluşturur. Bu durum, doğal dopamin dengesini bozarak kitap okuma gibi aktivitelere odaklanma yetimizi azaltır. Sürekli içerik tüketme ihtiyacıyla sosyal medyaya bağımlı hale geliriz.

İçerikleri sürekli görmek, düşünceye dönüştürmek ve eyleme geçirmek, zamanla kişiliğimizi şekillendirir. Bu süreç genellikle farkında olmadan gerçekleşir ve bilinçaltımıza yerleşen telkinlerle hareket ederiz.

GENÇLER TEHDİT ALTINDA

Özellikle gençler, sosyal medyanın hipnotizan etkisine daha yatkındır. Beyinleri gelişme aşamasında olduğu için duygusal içeriklere ve tekrarlara karşı daha savunmasızdır. Bu durum, gençlerin kararlarını duygularla almasına sebep olabilir.

Genç nesil, sosyal medyanın etkisiyle iradelerinden uzaklaşabilir ve kontrol edilemeyen davranışlar sergileyebilir. Bu durumda gençlerin farkında olmadan hipnotik bir duruma girebileceği unutulmamalıdır.

ÖNLEMİNİZİ ALIN

Dijital hipnoza karşı şu önlemleri alabilirsiniz:

  1. Farkındalığınızı artırın: Sosyal medyada gezinirken paylaşımları seçerken sorgulayın. Bu düşünceler size mi ait, yoksa size dayatılan düşünceler mi? Kendinize bu soruları sıkça sorarak hipnotik etkiden uzaklaşabilirsiniz.
  2. Dopamin detoksu yapın: Haftada bir gün sosyal medyadan uzaklaşıp doğal zevklere yönelmek beyin sağlığınızı dengeleyebilir.
  3. Telefon sizi yönetmesin, siz onu yönetin: Günlük olarak uygulama kullanım sürelerinizi sınırlayarak sosyal medya bağımlılığından kurtulabilirsiniz.
  4. Güne ekransız başlayın: Sabahları ekranlardan uzak durarak gününüze daha iyi bir başlangıç yapabilirsiniz.
  5. İç sesinizle buluşun: Günde sadece 5 dakikanızı içsel sesinize odaklanmaya ayırarak sosyal medyanın baskısını kırabilirsiniz.
  6. Çocuklar ve gençler için önlem alın: Genç beyinler sosyal medyanın etkilerine karşı daha savunmasızdır. Bu yüzden medya okuryazarlığı konusunda bilinçlendirme yapmak önemlidir.

Related Posts

Yağmur sonrası deniz enfeksiyonlarına dikkat!

Özellikle sağanak yağışların ardından denize girilmesinin, çeşitli sağlık risklerini de beraberinde getirdiğini belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Emre Öztürk, “Yoğun yağışların ardından dere, kanalizasyon ya da yüzey suları denizle buluşur. Bu sular, çeşitli mikroorganizmalar, bakteriler ve hatta parazitlerle yüklü olabilir. Bu da, çocuklarda mide-bağırsak enfeksiyonlarından kulak iltihabına, cilt döküntülerinden göz enfeksiyonlarına kadar birçok sağlık sorununa yol açabilir” dedi.

Uzmanından “lenfödem” uyarısı: Erken evrede tanınması önemli

Uzmanından “lenfödem” uyarısı: Erken evrede tanınması önemli

Sosyal yaşamı zorlaştırıyor! Botoks, hem teri hem de kokuyu önlüyor

Kimi insanlar sıcak yaz günlerinde bile kuru kalabilirken, kimileri ise en serin ortamlarda dahi avuç içlerinden ter damlayacak kadar zorlanıyor. Aşırı terlemenin günümüzde çözümsüz bir sorun olmadığını söyleyen Medikal Estetik Uzmanı Dr. Atakan Bör, botoksun, ter bezlerinin aşırı sinyallerle uyarılmasını önleyerek terlemeyi durdurabildiğine dikkat çekiyor.

Kardiyoloji uzmanı uyardı: Gece çarpıntısını hafife almayın

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Adnan Köşüş, gece uykudan uyandıran kalp çarpıntılarının hafife alınmaması gerektiğini belirterek, bu durumun ritim bozuklukları, kalp hastalıkları, tiroit sorunları ve stres gibi ciddi sağlık problemlerinin belirtisi olabileceğini söyledi.

Keneden ölümler için ‘mRNA aşısı’ umut olabilir mi?

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. İlhan Çetin yaz aylarında ölümlere yol açan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı konusunda ilk yapılan klasik aşı denemelerinin yetersiz kaldığını belirterek, “Ancak şu anda üretilmeye çalışılan aşılar, mRNA teknolojisiyle üretildiği için etkisinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. İnşallah insan üzerindeki değerlendirmelerde böyle çıkarsa çok daha etkili olacaktır” dedi.

Sivas’ta KKKA hastalığı tanısı konulan 6 kişinin tedavisi sürüyor

Sivas’ta Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı tanısı konulan 6 kişinin tedavisi, Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesinde devam ediyor.