Menopoz neleri değiştiriyor? Kadınların menopoz için ortalama yaşı 45-52!

İSTANBUL (İGFA) – Üsküdar Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin, menopoz dönemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Menopozun, tüm kadınların hayatında meydana gelen doğal bir süreç olduğunu ifade eden Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin, menopozun over/yumurtalık fonksiyonlarının azalmasına bağlı olarak östrojen ve progesteron azalması sonucu adet kanamalarının bir yıl veya daha uzun süreli durması ve doğurganlığın sonlanması şeklinde ortaya çıktığını belirterek, “Menopozun oluşma yaşı ülkemizde ortalama 45-52 arasındadır. Menopoz dönemi her kadın için farklı şekilde algılanmaktadır, bazı kadınlarda yaşam konforunda anlamlı değişiklikler olurken bazılarında olmamaktadır. Östrojendeki düşüş sadece üreme organlarını değil diğer vücut sistemlerini de etkilemektedir. Bu dönemde, overlerdeki fonksiyon kaybı sonucu, biyolojik, fiziksel ve psikolojik değişiklikler meydana gelmektedir, birçok kadın vazomotor, psikolojik ve ürogenital semptomlar, kardiyovasküler hastalıklar, osteoporoz ve demans gibi sağlık sorunları yaşayabilmekte ve bu durum kadınların yaşam kalitelerini ve günlük aktivitelerini olumsuz olarak etkileyebilmektedir.” dedi.

Özellikle bu dönemdeki sıcak basması, uyku sorunları, depresyon, cinsel disfonksiyon gibi semptomların kadın sağlığını biyolojik, psikolojik ve sosyal yönden olumsuz etkileyebildiğini kaydeden Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin, “Bu dönemde yaşanan sıkıntılar birçok faktörden etkilenebildiği gibi sağlıklı yaşam davranışları olumlu sonuçlara sebep olabilmektedir” dedi.

OSTEOPOROZ MENOPOZDAKİ KADINLARDA SIKLIKLA GÖRÜLÜYOR

Osteoporozun da menopoz dönemindeki kadınlarda sık görülebilen bir kemik hastalığı olduğunu dile getiren Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin, şunları kaydetti:

“Son yıllarda ülkemizde yaşlı nüfustaki artışa paralel olarak osteoporoz sıklığı da giderek artmakta ve menopoz sonrası her üç kadından birinde görülmektedir. Kemik kütlesi kaybı oranı kadınlar arasında değişiktir, ancak menopoz sonrası kemik kütlesinin yaklaşık yüzde 30’u kaybedilir. Osteoporoz tüm vücut kemiklerini etkilemekte ve kırık oluşana kadar hiçbir belirti veya semptom göstermeyebilmektedir bu sebeple menopozdaki kadınlarda osteoporoz açısından risk değerlendirmesi yapılmalıdır. Kemik mineral yoğunluğu (KMY) değerlendirmesi, osteoporoz teşhisi için altın standarttır. İlaç tedavisi ve KMY taraması önemli olsa da diyet, yaşam tarzı ve düşme önleme müdahalelerinin uygun yönetimi ile osteoporoz ve buna bağlı kırık riski önlenebilir. Osteoporoz ve korunma önlemleri konusunda farkındalık ve bilgi birikiminin artırılması önemlidir.”

KADINLAR YAŞLANDIKÇA KALP HASTALIĞI RİSKİ NE OLUYOR?

Kalp hastalıklarının hem kadınlarda hem de erkeklerde en sık morbidite ve mortalite nedeni olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Arif Aktuğ Ertekin, “Genç yaşlarda erkekler kalp hastalıkları açısından daha yüksek risk altındayken, kadınlar yaşlandıkça kalp hastalığı riski erkeklerinkine yaklaşmaktadır. Menopozal dönemde kardiyovasküler mortalite ve morbiditeyi azaltmada yaşam tarzı önlemleri ihtiyaç duyulan önceliklerdendir. Sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, kilo kontrolü, sigarayı bırakma ve alkol tüketimini azaltma gibi sağlıklı yaşam davranışlarının desteklenmesi, postmenopozal dönemdeki kadınlara yönelik olarak planlanacak önemli girişimlerindendir.” diye konuştu.

Related Posts

Uzmanından “lenfödem” uyarısı: Erken evrede tanınması önemli

Uzmanından “lenfödem” uyarısı: Erken evrede tanınması önemli

Sosyal yaşamı zorlaştırıyor! Botoks, hem teri hem de kokuyu önlüyor

Kimi insanlar sıcak yaz günlerinde bile kuru kalabilirken, kimileri ise en serin ortamlarda dahi avuç içlerinden ter damlayacak kadar zorlanıyor. Aşırı terlemenin günümüzde çözümsüz bir sorun olmadığını söyleyen Medikal Estetik Uzmanı Dr. Atakan Bör, botoksun, ter bezlerinin aşırı sinyallerle uyarılmasını önleyerek terlemeyi durdurabildiğine dikkat çekiyor.

Kardiyoloji uzmanı uyardı: Gece çarpıntısını hafife almayın

Kardiyoloji Uzmanı Dr. Adnan Köşüş, gece uykudan uyandıran kalp çarpıntılarının hafife alınmaması gerektiğini belirterek, bu durumun ritim bozuklukları, kalp hastalıkları, tiroit sorunları ve stres gibi ciddi sağlık problemlerinin belirtisi olabileceğini söyledi.

Keneden ölümler için ‘mRNA aşısı’ umut olabilir mi?

Sivas Cumhuriyet Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dr. İlhan Çetin yaz aylarında ölümlere yol açan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi hastalığı konusunda ilk yapılan klasik aşı denemelerinin yetersiz kaldığını belirterek, “Ancak şu anda üretilmeye çalışılan aşılar, mRNA teknolojisiyle üretildiği için etkisinin çok yüksek olduğunu görüyoruz. İnşallah insan üzerindeki değerlendirmelerde böyle çıkarsa çok daha etkili olacaktır” dedi.

Sivas’ta KKKA hastalığı tanısı konulan 6 kişinin tedavisi sürüyor

Sivas’ta Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığı tanısı konulan 6 kişinin tedavisi, Cumhuriyet Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Uygulama ve Araştırma Hastanesinde devam ediyor.

30:30:30 diyeti: Ayda 6 kilodan fazla vermenize yardımcı oluyor

Diyetisyen Emma Bardwell, bir ayda 6 kilodan fazla verdiren 30:30:30 diyeti hakkında bilgi verdi.